13 Şubat 2011 Pazar

Mağdur çocuklar anadilde eğitimle topluma katılabilir

STANBUL- Savaş mağduru çocukların metropollerde ikinci kez mağdur edildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Fatma Gök, "Zorunlu göçle kentlere gelen çocuklar ilk olarak toplumda, daha sonra okullarda kendini bulamıyor. Çünkü bu çocuklar anadillerinde konuşamıyor. Bu çocukların eğitimini direk etkiliyor. Anadilde eğitimi çalışmaları büyük kentlerde güç...lendirilerek, savaş mağduru çocukların eğitime ve topluma daha aktif katılması gerekir" dedi.

BDP İstanbul İl Örgütü Sivil Toplum Komisyonu ve Doğu ve Güneydoğu Dernekler Federasyonu tarafından Bağcılar Yaşam Düğün Salonu'nda Prof. Dr. Fatma Gök, BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve Dr. Kemal Parlak'ın katılımı ile "Savaş mağduru çocuklar" başlıklı bir panel düzenlendi. Panele Gök ve Yıldız'ın yanı sıra, Sinema Sanatçısı Yusuf Çetin, Bir Gözde Sen Ol İnisiyatifi üyeleri, BDP İl Eşbaşkanı Mustafa Avcı, DİAYDER ve Barış Anneleri Derneği yöneticileri de katıldı. Salona, "Katleden zihniyeti nefretle kınıyoruz", "Çocuk haklarıyla çocuktur" ve katledilen çocukların isimlerinin yazılı olduğu pankart asıldı. Açılış konuşmasını yapan BDP İl Eşbaşkanı Avcı, Kürtler üzerindeki inkar ve asimilasyon politikalarının sürdüğünü belirtti. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü olan 15 Şubat'ın yaklaştığını hatırlatan Avcı, Kürt halkının mücadelesinin çocukları ve büyükleriyle süreceğini ve bugünü lanetleyeceklerini söyledi.

'Kürt sorunun çözümsüzlüğü çocukları mağdur etti'

Avcı'nın ardından konuşan Bengi Yıldız, Kürtçe üzerindeki asimilasyon politikalarına değinerek, "Bilimsel sosyolojik ve ekonomik birçok faktörün içinde bulunduğu bir süreci tartışıyoruz. Ama bunun Kürtçe olarak tartışmanın önemli, ancak bunu gerçekleştiremiyoruz" dedi. Türkiye'deki savaş mağduru çocukların sorunlarının temel nedeninin Kürt sorunu ve Kürdistan meselesinden geldiğini kaydeden Yıldız, "Kürdistan tarihinde 90 yıldır inkâr ve ret süreci yaşanıyor. Cumhuriyeti Türkler ve Kürtler ortak kurdu. Ama birinci meclisin ardından bu inkar edildi" dedi.

'Metropollerde savaş mağduru çocuklar suça itildi'

Dersim'in kayıp kızları isimli belgeseli hatırlatan ve 1937-1938'de Dersim'de yaşanan katliamın sonuçlarına değinen Yıldız, "Savaş mağduru çocuklar Türkiye'nin dört bir yanına dağıtılarak, evlendirildi ve köklerinde koparılıp asimile edildi. Günümüzde ise, 1985 yılından bu yana köy boşaltmalar ile çocukların mağduriyeti, devam ediyor. 2 bin 500'ü aşkın köy boşaltıldı ve insanlar zorla göçertildi. Metropollerde savaş mağduru çocuklar suça itildi. Bu gün metropollerde farklı yollarla suça bulaştırılan çocuklarımız, kendi köylerinde bu suça bulaşıyorlar mıydı? Bu soru çok önemli bir sorudur. Bu işin kökenin aydınlatılması ve araştırılması gerekiyor" diye konuştu. Türkiye'de son 10 yılda 376 çocuğun öldürüldüğünü belirten Yıldız, "Öldürülen çocukların Türkiye'nin ayıbıdır" dedi.

'Devlet çocuklara eşit yaklaşmak zorunda'

Ardından söz alan Prof. Dr. Gök ise, Kürtçe katılımcıları selamlayarak, başladığı konuşmasında devletin tüm çocuklara eşit, nitelikli eğitim ve yaşam hakkı sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi. Gök, "Tüm dünyada kabul edilen evrensel bir ilkedir bu. Her çocuk ayrı bir dünyadır. Ama Türkiye'de savaş ve çatışma ortamında yetişen ve mağdur olan çocukların bu evrensel ilkelerde hiçbir alakası olmadı. Devletin bu evrensel görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Devletin yanı sıra toplumun da bazı görevleri var. Devletin sağlayamadığı görevleri toplum olarak savaş mağduru çocuklara verilebilmesi gerekir" diye konuştu. Anadilde eğitim hakkına değinen Gök, "Anadilde eğitim bu noktada çok önemli. Zorunlu göçle kentlere gelen çocuklar ilk olarak toplumda daha sonra okullarda kendini bulamıyor. Çünkü bu çocuklar anadillerinde konuşamıyor. Bu çocukların eğitimini direk etkiliyor. Anadilde eğitim çalışmalarının büyük kentlerde güçlendirilerek, savaş mağduru çocukların eğitime ve topluma daha aktif katılması gerekir" dedi.

'Savaş çocukları iki kez mağdur ediliyor'

Dr. Kemal Parlak da, bölgedeki çocukların ilk olarak savaşta ardından ise, savaş sonucu oluşan göçten iki defa mağdur olduğunu kaydetti. Göçle gelen çocukların metropollerde yaşadığı sıkıntıları aktaran Parlak, "Göçle birlikte gelen çocuklar kültürel değişim sebebiyle toplumsal bilinçten uzaklaşıyor. Bu çocukların psikolojisinde olumsuz etkiler meydana getiriyor" dedi.